Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her ne zaman namaza durur, teveccüh eder, Ümm'ül-Kitabı (Fatiha Suresini) kendin için mümkün olan diğer bir sureyle okur, sonra rükûa gider, rükûu kamil bir şekilde eda eder, secdeye gider, teşehhüde oturur ve selam verirsen, önceki namazdan bu namaza kadar işlediğin tüm günahlar bağışlanmış olur." (Bihar, 82/205/6).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim namazı hakkını bilerek yerine getirirse bağışlanmıştır." (el-Hisal, 628/10).
Resûlullah (s.a.a) ashabıyla bir ağacın gölgesinde oturmuşlardı. Peygamber (s.a.v) bir dalı tuttu, salladı ve bir yaprak düştü. Ardından yaptığı işin sebebini ashabına şöyle buyurdu: "Müslüman bir kul namaza durunca, bu ağacın yapraklarının dökülmesi gibi onun da günahları dökülür." (Bihar, 82/208/17).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Resûlü'nden, şöyle buyurduğunu işittim: 'Allah'ın Kitabındaki en ümit verici ayet, 'Günün iki ucunda ve gecenin bir bölümünde namaz kıl' ayetidir.
Ey Ali! Beni hak üzere müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderene and olsun ki, sizden biri abdest için kalkınca günahları organlarından yere dökülür. Yüzü ve gönlüyle Allah'a yönelirse, henüz namazı sona ermeden üzerinde hiçbir günah kalmaz ve annesinden doğduğu gün gibi olur. İki namaz arasındaki günahları da temizlenir.'
Peygamber (s.a.v) böylece sırasıyla beş vakit namazı saydı, daha sonra şöyle buyurdu: Ey Ali! Ümmetim için beş vakit namaz, sizden birinin evinin kapısından geçen nehir gibidir. Eğer sizden birinin bedeni kirlenir ve günde beş defa o nehirde yıkanırsa, bedeninde bir kirlilik bulunur mu? Allah'a yemin olsun ki beş vakit namazın da ümmetim için işte böyle bir hükmü vardır." (Mecme'ul Beyan, 5/308).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Siz (günah ateşinden) yanarsınız. Ama sabah namazı kılınca onu yıkarsınız. Yeniden yanarsınız ve yanarsınız. Ama öğle namazı kılınca onu yıkarsınız sonra yeniden yanarsınız ve yanarsınız. Ama ikindi namazını kılınca onu yıkarsınız. Sonra yeniden yanarsınız ve yanarsınız. Ama akşam namazını kılınca onu yıkarsınız. Sonra yeniden yanarsınız ve yanarsınız. Ama yatsı namazını kılınca onu yıkarsınız. Sonra uyursunuz ve sizlere hiçbir günah yazılmaz ve sizlere, kendinizi yıkadığınız müddetçe hiçbir günah yazılmaz." (Bihar, 82/223/46).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her namaz vakti geldiğinde bir münadinin, 'Ey insanoğlu! Kalkınız ve canlarınız için yaktığınız ateşi söndürünüz' diye seslendiğini duydum. Böylece insanlar kalkarlar, temizlenirler ve bu işleriyle gözlerinin günahları dökülür, namazlarını kılarlar ve iki namaz arasındaki işledikleri tüm günahlar bağışlanır. Sonra yeniden canlarında günah ateşini yakarlar. Öğle vakti gelince o münadi yeniden, 'Ey insanlar! Kalkınız ve canlarınız için yaktığınız ateşi söndürünüz' diye seslenir. Sonra kalkar, abdest alır ve namaz kılarlar. İki namaz arasında işledikleri tüm günahlar bağışlanır. İkindi vakti ulaşınca da bu tertiple amel edilir. Akşam namazı ve yatsı namazı olunca da bu tertiple amel edilir. Sonuçta bağışlanmış bir halde uykuya dalarlar." (a.g.e., s.224/46). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).