İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Ben, Allah'ın Resulü, ıtretim ve iki torunlarımla birlikte havuzun kenarında oluruz. Bizleri isteyen sözlerimizi almalı ve amelimiz üzere amel etmelidir." (el-Hisal, 624/10).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah'a yemin olsun ki, bizde Allah'tan bir beraat yoktur. Biz ve Allah arasında akrabalık söz konusu değildir. Allah üzerinde bir hüccetimiz de yoktur. Allah'a sadece itaat ile yaklaşırız. O halde sizden her kim Allah'a itaat ederse velayetimiz ona fayda verir. Sizden her kim Allah'a isyan ederse velayetimiz ona hiçbir fayda vermez. Yazıklar olsun size, aldanmayın! Yazıklar olsun size, aldanmayın!" (Vesail'uş-Şia, 11/185/4).
İmam Bâkır (a.s.), Cabir el-Cu'fi'ye şöyle buyurmuştur: "Ey Cabir! Taraftarlarıma benden selam söyle ve onlara bildir ki bizimle Aziz ve Celil olan Allah'ın arasında bir akrabalık yoktur. Allah'a sadece itaatiyle yakın olmak mümkündür. Ey Cabir! Her kim Allah'a itaat eder ve bizi severse dostumuz odur. Her kim de Allah'a isyan ederse bizim sevgimiz ona hiçbir fayda vermez." (Emali et-Tusi, 296/582).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir şahıs üç defa Mü'minlerin Emiri'ne (a.s.), 'Allah'a and olsun ki ben seni seviyorum' dedi. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "Allah'a yemin olsun ki sen beni sevmiyorsun.' Adam kızarak, 'Allah'a yemin olsun ki sanki kalbimi biliyorsun' deyince, Ali (a.s.), 'Hayır, ama Allah bedenleri yaratmadan iki bin yıl önce ruhları yarattı ve ben senin ruhunu onların arasında görmedim' buyurdu." (el-Bihar, 61/132/3).
Esbağ b. Nubate şöyle diyor:
Ben Mü'minlerin Emiri (a.s.) ile birlikte bulunuyordum. Bir şahıs gelerek ona selam verdi ve şöyle dedi: "Ey Mü'minlerin Emiri! Allah'a yemin olsun ki, ben seni açıkta sevdiğim gibi gizlide de seviyorum. Senin velayetinle Allah'ın dinini açıkta kabul ettiğim gibi gizlide de kabul ediyorum."
O sırada elinde bir çubuk olan Mü'minlerin Emiri (a.s) başını önüne eğdi elindeki sopanın ucunu yere vurdu ve sonra o adama bakarak şöyle buyurdu: "Allah'ın Resulü (s.a.a) bana her hadisinin bin kapısı olan bin hadis öğretti. Mü'minlerin ruhları havada birbiriyle buluşur, birbirlerini koklar ve tanırlar. Onlardan birbirini tanıyanlar bir araya gelir ve birbirlerini tanımayanlar ise ayrılırlar. Allah'ın hakkına and olsun ki sen yalan söylüyorsun. Zira ben mü'min yüzler arasında senin yüzünü tanıyamadım ve adını onların adı arasında göremedim."
Sonra başka bir şahıs gelerek şöyle dedi: "Ey Mü'minlerin Emiri! Allah'a and olsun ki ben seni Allah için seviyorum. Seni açıkta sevdiğim gibi gizlide de seviyorum."
Ali (a.s.) bir müddet daha sopasının ucunu yere vurduktan sonra ona dönerek şöyle buyurdu: "Doğru söylüyorsun! Git fakirliği kendine hicap olarak seç! Zira Allah'ın Resûlünden (s.a.a.) şöyle işittim: Ey Ali b. Ebi Tâlib! Allah'a and olsun ki selin vadiye akmasından daha süratli bir şekilde fakirlik bizi sevenlere doğru akar." (el-İhtisas, 311). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).