Kur'an'da şöyle buyurulur: "Yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan Allah'tır, Allah'ın her şeye Kadir olduğunu ve Allah'ın ilminin her şeyi kuşattığını bilmeniz için Allah'ın buyruğu bunlar arasında iner durur." (Talak, 12).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Göklerin direksiz olarak yaratılması ve onların dayanaksız durması, yaratışının şahitlerindendir. Onları bu şekilde durmaya çağırmış, onlar da durup duraksamadan ve gevşemeden, itaat etmişlerdir. Onun rububiyetini ikrar etmeseler, O'na itaatle boyun eğmeselerdi, onları ne Arş'ına yer ederdi, ne meleklerine mesken, ne de halkın temiz sözlerinin ve salih amellerinin yükseldiği yer kılardı. O, göğün yıldızlarını, yeryüzünde yolculuk edenlere şaşırdıklarında yol bulmaları için kılavuz kıldı. Gecenin karanlık perdeleri, onların nurunu gideremez ve ayın göklerdeki aydınlığının parıltısına da engel olamaz." (Nehc'ul-Belağa, 182. Hutbe).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O, göklerin alçak, yüksek ve geniş aralıklarını bir şeye asılı olmaksızın düzenledi, yarıklarını kapadı, onları birbirine kaynaştırdı. Buyruğuyla gökten inenlere ve yaratıkların amelleriyle göğe yükselenlere (meleklere) çıkış zorluğunu kolay kıldı. Bir duman yığınıyken onu (göğü) çağırdı da bir araya gelip (çekim gücüyle) birbirini tuttular. Kapandıktan sonra kapalı kapılarını açtı (santrfuj kuvvetiyle aralarını açtı), yollarına parıl parıl parlayan yıldızlardan gözcüler dikti. Onları boşlukta titrememeleri için kudretiyle kavradı. Emrine teslim olup durmalarını emretti. Güneşi gündüzleyin her şeyi aydınlatan, Ay'ı da parlaklığıyla gecenin karanlığını gideren bir ayet kıldı. İkisini de yerlerine yerleştirip yürüttü. Seyirleri sırasında onlara konaklar tayin ederek, onlarla geceyle gündüzün ayrılmasını, seyirleriyle yılların sayılmasını, sayıların hesabının bilinmesini takdir etti.
Sonra bulundukları boşlukta hareket ettikleri yörüngeyi tayin etti. Göğü gizli/ışıkları zor görülen ve ışıkları göğü pırıl pırıl aydınlatan yıldızlarla bezedi. Gizlice dinleyenleri (şeytanları) parlak meteorlarla taradı. Yerinde sabit, gezegen, inen, çıkan, uğurlu ve uğursuz tüm yıldızları emriyle müsahhar kıldı." (Nehc'ul-Belağa, 91. hutbe; Şerh-i Nehc'ul-Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 6/419).
İmam Rıza (a.s), sol elini açtı, sonra sağ elini üzerine koydu ve şöyle buyurdu: "Bu dünyanın yeridir, dünyanın göğü ise üzerindeki kubbedir. İkinci yer dünya göğünün üzerindedir. İkinci gök ise üzerindeki kubbedir. Yedinci kat (gök ise) üzerindeki kubbedir. Allah-u Teâlâ'nın Arş'ı yedinci katın üzerindedir. Allah-u Teâla'nın, 'Yedi kat göğü yaratan...' ayetinin anlamı da budur." (el-Bihar, 60/79/4). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).