Umeys kızı Esma şöyle diyor: Ben Aişe'nin evlendiği gece ona eşlik ediyordum. Onu hazırlayıp bir grup kadınla birlikte Resûlullah (s.a.a)'in yanına götürdüm. Allah'a and olsun ki, Resûlullah (s.a.a)'in yanında bir süt kabından başka yiyecek bir şey yoktu. Resûlullah (s.a.a) o sütten bir miktar içti.
Sonra o süt kabını Aişe'ye verdi. Aişe onu almaktan utandı. Ona, "Resûlullah'ın elini geri çevirme, onu al" dedim. Aşie de utandığı bir halde o süt kabını alıp ondan biraz süt içti.
Daha sonra Resûlullah (s.a.a), "Süt Kabını arkadaşlarına ver" dedi.
Onlar, "Bizim iştahımız yoktur" dediler.
Onların bu sözü üzerine Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdular: "Açlıkla yalanı asla bir araya toplamayın."
Ben dedim ki: "Ya Resûlallah! Eğer bizlerden biri, bir şeyi istediği halde iştahım yoktur derse bu yalan mı sayılır?" Peygamber (s.a.a) buyurdular ki: "Evet, yalan sayılıyor ve amel defterine küçük yalanlar dahi küçük yalan olarak yazılmaktadır."
Hişam b. Salim İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu naklediyor:
Resûlullah (s.a.a), yanına gelen bir sahabiye şöyle buyurdular: "Seni, Allah'ın onun vesilesiyle cennete götürecek bir işe kılavuzluk edeyim mi?"
Sahabi, "Evet ya Resûlallah" dedi. Peygamber (s.a.a), "Allah'ın sana verdiğinden halka infak et ve diğerlerine de ver" buyurdu.
Sahabi, "Kendim diğer kimselerden daha muhtaç olursam ne yapayım?" dedi.
Peygamber (s.a.a), "Mazluma yardımda bulun" buyurdu.
Sahabi, "Kendim ondan daha güçsüz olursam ne yapayım?" diye sordu.
Peygamber (s.a.a), "Cahili hidayet et" buyurdu. Sahabi, "Eğer kendim ondan daha cahil olursam ne yapayım?" dedi. Peygamber (s.a.a), "O zaman hayır şeyler dışında dilini koru. Seni cennete götürecek olan bu hasletlerden birinin sende olmasını istemiyor musun?" buyurdu.