Hükümetin yıllardır uyguladığı yanlış ekonomi politikalarının acı faturaları her geçen gün daha fazla can yakıyor. Borca ve ithalata dayalı neoliberal ekonomi anlayışının zararlı sonuçları Türkiye ekonomisinde daha da hissedilir bir durumda. Peş peşe ve astronomik bir miktarda gelen vergi ve ürün zamları, vatandaşlarda önce büyük bir şaşkınlığa, sonra da tepkiye neden oldu.
Batılı fon çekmede hayal kırıklığı
Hükümet ise, uyguladığı politikaların bir neticesi olarak boşalan hatta eksiye düşen
Merkez Bankası'nın kasasını yeniden artıya geçirme telaşında. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Mehmet Şimşek'i, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın başkanlığına da Hafize Gaye Erkan'ı getirdi. Amaç küresel fon sahiplerinin talep ettiği politika faizi artışını gerçekleştirip, bu fonları ülkemize çekebilmekti. Ama beklenen gibi olmadı. Geçtiğimiz Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi 650 baz puan artırılıp yüzde 15'e çıkarılmasına rağmen, ne doğru dürüst bir para girişi yaşandı, ne döviz kurları düştü ne de enflasyon azalma eğilimine girdi. Kısaca hesaplar tutmadı. Bunun üzerine gözler yine Körfez sermayesine dikildi. 10-17 Temmuz tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Şimşek ve MB Başkanı Erkan, sırasıyla Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirliklerine gitti ve ülkemize para çekmek için birçok ikili anlaşmalar yapıldı. Fakat şu bir gerçek ki, Arap sermayesi de ülkemize gelirken, istihdam ve teknoloji oluşturan yepyeni yatırımlar için değil, değerli gayrimenkullerimizi, var olan kârlı kuruluşlarımızı kelepir bir şekilde almak için geliyor. Neticede sıkışıp para isteyen biziz, onlar da bunun karşılığında taviz istiyor.
Hükümet Körfez'den umut bekliyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le birlikte Körfez turuna çıktı. Erdoğan'ın ilk durağı Suudi Arabistan oldu. Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığındaki heyetler görüştü. İki ülke arasında gayrimenkul, yatırım, savunma sanayii, enerji, savunma ve iletişim alanında anlaşmalara imza atıldı. Erdoğan, 3 günlük Körfez turunun ikinci durağı olan Katar'ın başkenti Doha'da Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından resmî törenle karşılandı. İki lider baş başa görüşmelerinin ardından heyetler arası görüşme yaptı. Türkiye ile Katar arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50'nci yıldönümü münasebetiyle ortak bildiri imzalandı. Erdoğan, Katar'daki temaslarını tamamlamasının ardından Körfez turunun son durağı olan Birleşik Arap Emirlikleri'ne gitti. Burada da ikili anlaşmalara imzalar atıldı.
Şimşek ve Erkan G20'ye katıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kaynak bulmak için çıktığı Körfez turundan önce Bakan Şimşek ve MB Başkanı Hafize Gaye Erkan Hindistan'da gerçekleşen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı'na katıldı. Şimşek, toplantılarda, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Dünya Bankası Başkanı Banga, Singapur Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Lawrence Wong, AB Komisyonu Ekonomiden Sorumlu Komiseri Paolo Gentiloni, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı Odile Renaud-Basso ve Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland ile görüştü. Şimşek ve Erkan, buradaki temasları kapsamında ABD Hazine Bakanı Yellen ile heyetler arası görüşme gerçekleştirdi. Yellen, Şimşek ve Erkan'la görüşmesi sonrasında sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Yellen'in paylaşımı şöyle: "Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile bir araya gelerek Türkiye'nin ekonomik görünümünü, politika yönünü ve Türkiye ile ABD'nin küresel sorunları çözmek için nasıl birlikte çalışabileceğini tartıştık." Bakan Şimşek ve Erkan, yoğun görüşmelerde bulundukları Hindistan'daki G20 toplantılarını tamamlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Körfez turuna katılmak üzere Doha'ya gitti.
Suudiler Hatay'daki dev projeye mi ortak oluyor?
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Suudi Arabistan Krallığı Enerji Bakanlığı arasındaki Enerji Alanında Mutabakat Zaptı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Salman Al-Suud tarafından imzalandı. Enerji alanında varılan işbirliği gözlerin Hatay'a çevrilmesine neden oldu. Çünkü Dörtyol ilçesinde Türkiye Varlık Fonu (TVF), yaklaşık 10 milyar dolar yatırımla rafineri ve petrokimya tesisi kurmak için geçtiğimiz yıldan bu yana çalışmalar yürütüyor. Petro-kimya ve rafineri alanındaki dış ticaret açığının azaltılması amacıyla kurulacak 9 milyon ton/yıl kapasiteli proje Dörtyol'un Yeniyurt ve Yeşilköy Mahalleleri Mevki sınırları içerisinde yer alacak. ÇED raporuna göre, projenin adı Doğu Akdeniz Petrokimya Tesisi. Ham madde temini ve oluşan ürünlerin lojistiği için ise deniz kısmında 3 bin 710 metre uzunluğunda iskele yapısı tesis edilecek. 2019 yılında Türkiye Varlık Fonu, rafineri ve petrokimya kompleksinin Adana'nın Ceyhan ilçesinde kurulacağını ve inşaat çalışmalarının 2021'de başlayacağını açıklamıştı. Suudilerin talep ettiği bu enerji projesinin stratejik olması yanında, stratejik bir konumda olan Hatay'da olması da oldukça dikkat çekiyor.
Erdoğan, "Biz neyin satılacağını çok iyi biliriz" demişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkelerine seyahate çıkmadan önce, yaptığı basın toplantısında, "Körfez ülkelerinin, Türkiye'den belli assetleri (varlıkları) alma durumu olacak. Ama bazı cambazların dediği gibi BOTAŞ falan böyle bir durum yok. Biz neyin satılacağını, neyin satılmayacağını çok iyi biliriz" demişti. Erdoğan'ın bu sözlerine
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı
Hüseyin Baş "Sarayı sat, Araplar saraya bayılır" şeklinde tepkisini dile getirmişti. BTP lideri Baş sonraki bir paylaşımında da, "Sen sat, ben babalar gibi geri alacağım!" ifadelerini kullandı.
Batı Basını: Ekonomide çöküşe çare arıyor
Batılı haber ajansları ve gazeteler, birçok Batılı yatırımcının Türkiye'den uzaklaştığını vurgulayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Körfez turuna ekonomideki cari açık, enflasyon ve para birimi krizi sorunlarına çözüm aramak için çıktığını belirtti. İngiliz haber ajansı Reuters'ın haberinde "Erdoğan, bütçedeki sıkışıklar, kronik enflasyon ve zayıflayan TL karşısında yatırım ve finans açısından büyük umutlarla başladığı Körfez turunun ilk durağına pazartesi günü Suudi Arabistan'dan başladı" yorumu yer aldı. ABD'li finans ajansı Bloomberg'te yer alan analizde, Erdoğan'ın seçim sonrası yaşam maliyeti krizini sona erdirmek amacıyla bazı ekonomi politikalarını değiştirdiği ve Arap dünyasının petrol zengini devletleriyle ilişkileri iyileştirmeye çalıştığı belirtildi. Fransız haber ajansı AFP ise Erdoğan'ın kötü durumdaki Türkiye ekonomisine yabancı yatırım çekmek amacıyla Körfez turuna çıktığını yazdı. Haberde, "Erdoğan'ın son gezisi, TL'nin çöküşü ve ekonomiyi hırpalayan yükselen enflasyonla mücadele ederken geldi" ifadeleri yer aldı.