CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi;
- Bir gazete nasıl olur da 3 milyon TL'ye yakın reklam verir, Kılıçdaroğlu reklam vermesin diye... Hangi gerekçeyle? Hangi etik değerle? Lehime yazı yazmayabilirsin ama objektif olmak zorundasın. Facebook hesaplarından 3 milyon TL'ye yakın parayı benim seçilmemem için harcıyor. Hazine ve Maliye Bakanı'na çağrı yapıyorum, ahlâklıysan o 3 milyon TL'yi nasıl buldu, inceleyeceksin. Bir gazete böyle bir şey yapabilir mi? Yenişafak gazetesinin ne mal olduğunu da tüm Türkiye'nin bilmesini isterim. Bu kadar ahlâksızlık olur mu!
-İstanbul önemli bir merkezdir. Erdoğan hâlâ İstanbul'un rantının peşinde. Oylarını 2002'deki rakamlara indirdik. Biz İstanbul'a ihanet ettik diyen kendileri. İhanete doymamış olacak ki ihanete devam etmek istiyor.
- (Yeni asgari ücret) Beni şaşırtan Türk-İş başkanının buna hiç itiraz etmemesi. Makul diyor. Aynı Türk-İş'in yaptığı başka bir açıklama var; Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 13 bin 430 TL. Siz buna itiraz etmeyeceksiniz! Bu doğru değil. İşçinin hakkını ve hukukunu korumak sendikanın görevidir. Sendika iradesini Saray'a ipotek etmişse, sendika olmaktan çıkar. Hukuktaki adı 'Sarı sendikalık'tır.
-Türkiye'nin gerçek anlamda bir beka sorunu vardır. Devleti yöneten kişi mal varlığı dolayısıyla kendisine yönelik eleştirilere tek cümle dahi kuramıyorsa o kişi teslim alınmış demektir.
-Gazi Mustafa Kemal'in iki temel ilkesi vardır; siyasi bağımsızlık ve savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi bağımsızlığınızı koruyamazsınız diyor. Demek ki ekonomik bağımsızlık bu kadar değerli. Kapı kapı dolaşıyor, Türkiye'yi tefecilere teslim etmişseniz bir beka sorunu var demektir.
-Türkçe dahi bilmeyen bir insana para için vatandaşlık veriyorsunuz ve bu gelip oy kullanıyor. Bu kadar mı rezil rüsva yapılır! Tüm dünya bize gülüyor. Türkiye'nin ihanet edenlerden kurtulması lazım.
-Seçimler bitti... Ne yapacaklar? Uyuşturucu baronları zaten yerinde... Ama bir de uluslararası tefeciler var. Onlar Türkiye'ye para vermiyor, 'faiz düşük' diyorlar. 'Faizi yükseltin' diyorlar. Erdoğan faizi nasıl yükseltecek? Yani Türkçesi 'Tükürdüğünü nasıl yalayacak?' Nasıl olacak bu iş? Dediler ki 'Kolay, sen yapma. Sana bir Hazine ve Maliye Bakanı bulalım,
Merkez Bankası'na da buluruz... ABD'de yapan. Onu da getiririz. Onlar gelsin, faizleri onlar artırsın, biz parayı getirelim, o zaman vurgunu yapalım.' Ama faiz ne olacak? Yerel seçimlere kadar ufak ufak artırın, sonra yüzde 40 olmazsa parayı getirmeyiz' Dünyada hangi devlet dolar bazında yüzde 40 faiz verir? İşte bu beka sorunudur.
- Hiçbir CHP'linin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Değil 6'lı masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım. Bu Düyûn-ı Umûmiye kabinesini mutlaka göndereceğiz. Bunun onuru 25 milyona ait olacak.