HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 12 MART 2025, ÇARŞAMBA

BTP 8.OLAĞAN KONGRESİ ANKARA DA YOĞUN BİR ÇOŞKUYLA GERÇEKLEŞTİ

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) 8. Olağan Büyük Kongresi,
Ankara'da Ankara Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirildi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın tek aday olarak girdiği kongreye
partililer büyük ilgi gösterdi.
"At Bi Format", "Türkiye'yi Yönetecek Gençler Aranıyor" ve "Gençler Halleder"
sloganlarıyla gerçekleştirilen ve baştan sona coşkulu geçen kongreye
siyasi partiler de temsilciler gösterdi
.
20.03.2022 19:12
BTP 8.OLAĞAN KONGRESİ ANKARA DA YOĞUN BİR ÇOŞKUYLA GERÇEKLEŞTİ
BTP 8.OLAĞAN KONGRESİ ANKARA DA YOĞUN BİR ÇOŞKUYLA GERÇEKLEŞTİ


Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) 8. Olağan Büyük Kongresi, Ankara'da Ankara Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirildi. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın tek aday olarak girdiği kongreye partililer büyük ilgi gösterdi. "At Bi Format", "Türkiye'yi Yönetecek Gençler Aranıyor" ve "Gençler Halleder" sloganlarıyla gerçekleştirilen ve baştan sona coşkulu geçen kongreye siyasi partiler de temsilciler gösterdi. Kongre salonunda BTP'nin kurucusu merhum Prof. Dr. Haydar Baş ile birlikte Hüseyin Baş'ın fotoğrafları yer alırken, "Format atmaya geldik", "Var bir hayalimiz" yazılı pankartlar asıldı. BTP Lideri Baş, salona 'Sen Bize Umut Oldun' adlı sosyal medyada viral olan marş eşliğinde girdi. Partilileri selamlayan Baş, Karadeniz halk oyunları ekibiyle horon oynadı.



Genç liderden Gençliğe Hitabe ile başlangıç



BTP Lideri konuşmasına Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde yer alan "Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur" ifadesiyle başladı.

Bu yıl 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin Cuma gününe denk geldiğine işaret BTP Lideri, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı hutbede yine Atatürk'ün ismine yer verilmediğini işaret ederek, şunları söyledi: "Bunu daha önce de yaptılar. Geçen yıl 29 Ekim de Cuma gününe denk gelmişti. O gün de Diyanet'in hazırladığı hutbelerde Atatürk'ten bahsedilmemişti. Hep faiz lobisi diyorlar. Bu ülkede faiz lobisi var mı bilmiyorum ama bu ülkede bir vaiz lobisi olduğu kesin. Halbuki bu işi çözmüştük. Tekrar edelim. Atatürk Cumhuriyeti kurduktan sonra ülkenin her bir tarafını imar ediyor. Bu ülkenin sosyo-politik, kültürel, dini, ekonomi ve eğitim altyapılarını hazırlıyor. Diyor ki ben size 52 tane hutbe bırakıyorum. Bir yılda 52 hafta var. Bu hutbeler içinde zafer hutbesi, Ramazan hutbesi, kurban hutbesi var. Aklınıza hangi konu geliyorsa, Atatürk onlarla ilgili eksiksiz hutbeler hazırlıyor. Çanakkale Zaferi'nin çok özel bir anlamı vardır: Çanakkale cephesi, Birinci Dünya Savaşı'nın bir cephesi. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı topraklarında düşmandan tam olarak arındırılan tek bir cephe var, o da Çanakkale cephesi. O cephede de Atatürk var. Diğer cephelerde başarıya ulaşılamıyor, bir tek Küt'ul Amare'de kısmı başarı var. Batı'nın işgaline uğruyor. Bizim iktidarımızda her Cuma dinleyeceğimiz hutbe Atatürk'ün yazdığı hutbe olacak. Çünkü din değişmedi. Size değişmiş gösteriyorlar ama değişmedi."



Lozan'da gizli madde var mı?



Lozan Anlaşması'nda madenlerle ilgili gizli madde olduğu şeklinde iddiaya değinen BTP Lideri, şunları söyledi: "Bu iş nasıl çıktı? Yıllarca bizleri soyarlarken, bize şu hikaye anlatıldı: Bizim yeraltı kaynaklarımız yok. Böyle şansımız yok. Sonra 2002 yılında bir halk kahramanı, Prof. Dr. Haydar Baş çıkıp dedi ki, 'bizim 3 katrilyon dolarlık yeraltı zenginliğimiz var.'  O zaman dendi ki, 'bizim aslında var ama Lozan'dan dolayı çıkaramıyoruz'. Bu işin hikayesi budur. Parti Sözcümüz Emre Polat, istişare ederken 'Lozan konusunu işlememiz, vatandaşı aydınlatmamız lazım' dedi. Ben de dedim ki, 'Biz bunu anlatıyoruz'. Lozan'da gizli madde olup olmadığı sizi, bizi ilgilendiren bir konu değil. Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin namusudur. Eğer bu ülkeyi yönetenler bu ülkenin namusunu düşünüyorlarsa, çıkıp diyecek ki, 'gizli anlaşma vardır ya da yoktur.' Ben şimdi burada Sayın Cumhurbaşkanı'ndan rica ediyorum: Lozan Anlaşması'nda gizli madde varsa, lütfen bu halka gizli maddenin varlığını açıklayın. Gizli madde yoksa, ülkemizin yöneticisi, o anlaşmanın bugünkü tarafı olan Cumhurbaşkanımız çıksın desin ki, 'gizli madde yoktur.' Peki buna niye cevap vermiyorlar: İşlerine geliyor. Çünkü Türkiye'deki öyle bir ekonomik tablo var ki, asgari ücret yoksulluk sınırının 3'te biri. Bu ülkede doktora 8-9 bin lira maaş veriliyor. Bir de 'neyine yetmiyor, yetmiyorsa çek git' deniyor. Siz 100 bin lira alıyorsunuz. Sana yetiyor mu? Kiran da yok, faturalarını da biz ödüyoruz. Asgari ücretin olduğu nokta beceriksizlik... Beceriksizliklerini örtbas etmek için Lozan'daki gizli madde meselesini gündeme getiriyorlar. Bunlara asla itibar etmeyeceğiz. Maden çıkaramıyormuşuz! Bakır madenlerimizi, Seydişehir alüminyum madenlerimizi, Mardin'de fosfat madenlerimizi Cengiz Holding çıkarırken, sorun yok! Gizli madde yok! Gümüş madenlerimizi Yıldızlar Holding'e peşkeş çekerken, sorun yok! Altın, petrol madenlerini dün FETÖ'cü ilan ettiklerine peşkeş çekerken sorun yok. Onlar çıkarıyor ama devlet çıkaramıyor. Gerçi sıkışınca gaz çıkarıyorlar, müjde veriyorlar, sorunu çözüyorlar!"





Çözümün anahtarı: MEM



Bütün sorunların çözümünün olduğuna işaret eden BTP Lideri, "Çözüm Milli Ekonomi Modeli (MEM). Bu tezi bugün tüm dünya uygulamaya çalışıyor. Mübalağa etmiyorum tüm dünya. Buna ABD de dahil" dedi. Bugün Çin ile Rusya'nın milli paralarla ticaret yaptığına işaret eden Hüseyin Baş, "Milli paralarla ticaret ekonomi literatürüne ilk defa Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile 2005'te girdi. Bizim elimizde bir model var. Tüm sorunların altından kalkabileceğimiz bir anahtar var" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 40 yıldan bu yana yerinin altındaki zenginliğin işgal altında olduğuna işaret eden BTP Lideri, şöyle devam etti: "Milli Ekonomi Modeli, bütün zenginliğimizin ve varlıklarımızın milletimizin yararına kullanma projesidir. Bu kadar basit."



Özelleştirmeler perişan ediyor



Hayat pahalılığına da dikkat çeken Baş, şunları söyledi: "Bir top A4 kağıdı 80 liraya çıktı. Oysa yazın 24 liraya çıktı, diye ortalık sallanmıştı. Artık kanıksadık. Çünkü SEKA'yı özelleştirdin. Atatürk'ün kurduğu fabrikayı yok ettin. Bu kadar elektrik faturası var. Niye? Elektrik dağıtımını özelleştirdin. Ekmek şu kadar pahalandı? Niye.... Buğdayı ithal ettin. Şeker fabrikaları özelleştirildi, bir kaç ay önce bu ülkede şeker bulunamadı. Ayçiçeği yüklü gemilerin limana yaklaşması canlı yayınlanıyor. Peki niye özelleştirdiniz? Diyorlar ki, neoliberal ekonomide devlet rekabet etmez, devlet istihdam yapmaz! Zannedersin ki çok acayip bir cümle kurdu. Müthiş bir buluş!"



Buğdaysız savaşılamaz



Buğdayın ilk yetiştiği yerlerden birinin Şanlıurfa olduğunu vurgulayan Hüseyin Baş, şöyle devam etti: "Biz buğdayı ithal eder hale geldik. Biz çiftçinin ürününe alım garantisi vereceğiz. Müteahhidin yaptığı geçiş garantisi veriyorsun da, çiftçiye niye vermiyorsun! Tarım stratejik bir sektördür. Babam bunu şöyle anlatırdı: Silahsız savaşırsınız ancak buğdaysız savaşamazsınız. Çiftçimizin girdi maliyetlerini düşüreceğiz. Devlet bunu yapmak zorunda… Başka türlü insanlarımızın karnı doymayacak. Oysa şimdi gözlerdeki ışıltıyla ekonomik sorunlar çözülmeye çalışılıyor. Bir ekonomi bakanımız var, harikulade! Beni bugüne kadar düşmanca karşısına alan tek kişi Hazine ve Maliye Bakanı Nebati oldu. 20 Aralık günü dolar 18 liraya çıkmıştı, bir anda 11 lira oldu. Ben de o zaman canlı yayındayım. Dedim ki: Bu normal bir durum değil. Bunun olabilmesi için en az 40 milyar dolar piyasaya para sürülmesi lazım. Ertesi gün bakan çıkıp dedi ki, 'bir tanesi çıkmış, 40 milyar dolar' diyor, Türkiye'de bu iş 1-2 milyar dolarla olur. Siz ne anlarsanız! Sayın Bakan, madem 1-2 milyar dolarla oluyor, o zaman sat da düşsün döviz! Yeminle söylüyorum, yüzde 19 faiz davullarla zurnalarla adım adım indirildi. O günlerde 8 lira seviyesinde olan dolar, 18 liraya çıkarıldı. Faiz ise yüzde 14'e indi. Yemin ediyorum, bu faizi bir sabah yüzde 19'dan yüzde 9'a düşürselerdi, bu ekonomiye bu kadar zarar vermezlerdi. Bu döviz de buraya gelmezdi. Milletimiz bilinçli ve planlı şekilde fakirleştirildi. Şimdi çıkmış diyorlar ki, 'ekonomiyi kurtardık, elhamdülillah.' herhalde kendi ekonomisini kurtardı."



Bu ülkede pahalılık yok!



"BTP olarak bu ekonomiyi çözeriz" diyen Baş, "Bu ülkede 'yoksul kalmasın' istiyorum. Bu ülkede pahalılık yok. Bu ülke Bulgara, turiste, gurbetçiye ucuz. Hatta Suriye'den gelen mülteciye ucuz, bu ülke bize pahalı çünkü bizim paramız yok. Ekonomiyi çözmek istiyorsan, bu millete parayı vereceksin. Bu kadar basit! Çiftçiye alım garantisi vereceğim. Yaparım kardeşim, sen müteahhide geçiş garantisi veriyorsun, ben de çiftçiye alım garantisi veririm" şeklinde konuştu. 





En güçlü mesajlar





BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, konuşmasını şu mesajlarla tamamladı: "Hadi 10 yıl sonra, 15 yıl sonra aramızda olmayacak insanların geleceğimizi şekillendirmesine müsaade etmeyelim. Kendimiz yapalım. Biz yapalım bunu. Biz de bunu yapabilecek bilgi, birikim, proje ve kabiliyet var. Ancak bir an önce köprüden önceki son çıkıştan çıkmamız lazım. Yarın kurgulanan dünyada 'bir köleler, bir de efendiler' olacak. Köle mi, efendi mi olacağımıza biz karar vereceğiz. Huawei kurucusu 'Kendi altyapısına sahip olmayan ülkeler, ordusu olmayan devletler gibidir. Telekomünikasyon ekipmanları bir güvenlik meselesidir.' Böyle bir dönemeçteyiz, dünyanın kenarındayız. Biz bir gelecek inşa etmemiz lazım. Bu geleceği inşa edecek çocukları ve gençleri kendi hayallerini hayata geçirebilecek noktaya kadar özgür ve serbest bırakmak istiyorsak BTP ile bir ve beraber olmak zorundayız. Bunun dışında hiç bir çıkar yolumuz yok! Bu ülkede hiç kimsenin Alevi-Sünni diye; Türk-Kürt diye; Laz-Çerkez diye; sağcı-solcu diye ayrıştırılmasına, ötekileştirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. İnanacağız. Kendi değerlerimiz olacak, birbirimizden mutlaka ayrışacağız. Ama inandığımız şeyleri başkalarına aktarırken, insan hakları çerçevesinde davranacağız. Hiç kimseyi ezmeden, güçlünün güçsüze karşı sözünün geçtiği bir dünya değil, herkesin birbirleriyle rahatça iletişim kurabildiği bir dünya oluşturacağız. İşte bunu oluşturmak için bu genç kardeşiniz karşınızda. Ve gelin bunu hep birlikte yapalım. Dolayısıyla ülkemizin birliği ve beraberliği için, geleceği için hep birlikte olalım. BTP ile birlikte kendi geleceğimizi şekillendirelim. Siyasete format atmaya gelen bu kalabalığa teşekkür ediyorum. Bu siyaseti de, bu hükümeti de güncelleyeceğiz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)adiyamanbizim.com
Tüm hakları Adıyaman Bizim adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr